Tuesday, November 19, 2013

"Uçurtma" Deyip Geçmeyin

Uçurtma deyip geçmeyin.

Uçurtma, İ.Ö. 1000 civarında,  Çin’de askeri haberleşme yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. Öyleki uçurtmanın sahip olduğu renk ve desenler ve uçuş manevraları  hakkında bilgi vermekte, uçurtmanın süzüldüğü bölgenin yakınındaki birliklere şifreli mesajlar iletmiştir. Bu birlikler uçurtmanın yönüne göre hamleler geiştirmişlerdir. Han döneminde uçurtmalar bambu çubuklarla tarafından yapılmıştır. Uçurtmalar düşman ordusunun üzerinden uçurulurken korkunç bir ıslık sesi çıkarmıştır. Bu ıslığın sebebi ise uçurtma üzerinde açılan deliklerdi.  Çinliler bu sesle düşman üzerinde psikolojik baskı oluşturmayı amaçlamışlardır.

13. yy ‘da da Marco Polo,  Çin gemilerinin güvertesinden havalandırılan mahkumlar görmüştür. Dolayısıyla insanları taşıyan  veya cezalandırılan bir araç olarak kullanılmıştır demek pek de yanlış olmaz.

Stratejik olarak kullanılan uçurtmanın kullanımı Çin sınırlarını zamanla aşmıştır. Önce Hindistan ,  Japonya son olarak da Avrupa’da yayılmıştır. Romalılar, uçurtmadan esinlenerek askeri amaçla kullanılacak rüzgar tulumları (rüzgarın yönünü belirlemede kullanılan alet) yapmışlardır. Japonlar ise yüksek yerlerde çalışan işçilere malzeme taşınmasında kullanmışlardır  uçurtmayı.

Uçurtmalar bilimsel amaçlı olarak da kullanılmıştır. Leonardo Da Vinci 15. Yy ‘da köprü inşaatında uçurtmanın rolüne dair teori bile geliştirmiştir. 

1749’da İskoç meteorolog Alexender Wilson termometreyi uçurtmayla yükselterek yüksek  iritfada  hava sıcaklığı  ölçümleri yapmıştır.

Uçurtma deyip geçmeyin.


No comments: