Wednesday, July 3, 2013

Uçurtma Deyip Geçmeyin


Uçurtma

Uçurtma deyip geçmeyin. Gökyüzünü süsleyen rengarenk uçurtmalar, aslında geçmişte bir çok amaca hizmet etmiş. 

Mesela İ.Ö  1000 civarında,  Çin' de askeri haberleşme yöntemi olarak ortaya çıkan uçurtma;  renkleri, boyalı desenleri ve uçuş manevraları vasıtasıyla, yakındaki birlikler tarafından şifre olarak kullanılmıştır.  
Askeri birlikler; uçurtmanın yönüne göre hareket tarzı geiştiriyorlardı. Hanlık döneminde uçurtmalar bambu çubuklarla yapılıyor ve düşmanın üzerinden uçurulurken korkunç bir ıslık sesi çıkarıyorlarmış.  Bu sesle düşman üzerinde psikolojik baskı oluşturmayı amaçlıyorlardı.
Çinliler bambu ve kağıttan  düşmanı gözetleyecek kadar  kişiyi havada tutabilen  büyük ve hafif uçurtlamar yaptı. Tabi bu görevi yerine getirirken kaç kişinin öldüğü de bilinmiyormuş...


13. yy ‘da da Marco Polo Çin gemilerinin güvertesinden havalandırılan mahkumlar görmüştür.
Uçurtma Çin’den Hindistan Japonya’ya ve Avrupaya yayılmıştır. 
Romalılar askeri amaçla rüzgar tulumları (rüzgarın yönünü belirlemede kullanılan alet) yaptılar. 
Japonlar ise yüksek yerlerde çalışan işçilere malzeme taşınmasında kullandılar uçurtmayı.
Uçurtmalar bilimsel amaçlı olarak da kullanılmıştır. Leonardo Da Vinci 15. YY ‘da köprü inşaatında uçurtmanın rolüne dair bir teori geliştirmiştir.  
1749’da iskoç meteorolog Alexender Wilson termometreyi uçurtmayla yükselterek yüksek iritfada  hava sıcaklığı  ölçümleri yapmıştır. 

Günümüz insanının hobisi olan uçurtma, savaşta ve bilimde  kullanılmış önemli bir ekipmanmış meğer. 

No comments: